18 Kasım 2025 Salı
Hazır Olmak
7 Kasım 2025 Cuma
Zalim Kader
Bir yakınım bana uygun oldugunu düşündüğü birisi ile tanışmamı istedi. Güvendiğim biri olması hasebiyle de bunda bir mahal görmedim.
Tanışmaya varmadan ne kadar alakasız iki kişi olduğumuzu zaten farketmistim.
Sonra düşündüm, kendimi nasıl izah etmistim ki bu garip eşleşme birileri için mükemmel olarak nitelendirilmisti. Veya ben iyi izah etmistim de herkes kapasitesince algıladığı için hayatı ve insanları bu noktaya gelmiştik belki de.
Kendini farklı mecralarda baya ifade eden biri olarak dedim ki sonra, bu karşı taraf ile alakalı olsa gerek. Beni, eylemlerimi, yasantimi bilmelerine rağmen demek ki karşı tarafın filtresi çok delikti. Benim ince dokudugum konular o geniş deliklerden langır lungur geçmişti.
Belki de insan, Allah'ın bilinmek istemesiyle benzer şekilde bilinmek istiyordu. Önce bilinmek sonra anlasilmak. Kalpleri bu ferahlatiyor olabilirdi. Anlaşılmamak da o denli insanı yalnızlığa sürüklüyordu. Izahtan sıkılmaya, denklik için dua etmeye.
İnsan bu tabi boş boş durmuyordu. Hala yaşamaya, görmeye ve gelişmeye devam ediyordu da filtreleri iyice inceliyordu haliyle. Aynı İstanbul'a hizmet veriyorsun veriyorsun da nüfus artıyor ve hizmet yeterli gelmiyor ya. Onun gibi biseydi bu. Altyapı meselesiydi, üzerine biseyler koymakla ve öngörülü bir şekilde koymakla alakalıydı.
İnsan ilişkileri de bu misal. Sen durmazken birileri duruyordu ve herkes kendini bir yerde zannediyordu.
Bu da kendini tanımanın, tarafsız bir şekilde kendini ölçüp hayatta nerede durdugunun ne kadar önemli olduğuna getiriyordu konuyu.
Cem Yılmaz da bir söyleşisinde bunu dile getirmişti. Filmlerindeki bir karakterin işleri yolunda gitmiyordu da, hayatı bu kadar sarsak bir şekilde ele almanın neticesi olarak bunları yaşadığını vurguluyordu.
Hayatı sarsak şekilde ele almak. Çok güzel ifade
Sonra gelsin "Zalim kader, ben ne ettim eyledim de bu oldu." zırvaları. Cok alakasız yerlerde oyalandigin için olabilir mi:)
Benim örnekte de bir öneriyi ciddiye alırken öneriyi verenin kim olduğunu, sadece iyi insan olmasının yeterli olmadığını önemsemem gerektiğini çok net bir şekilde idrak etmiş oldum.
Kaderde orada burada bir sorun yok.
Sen olayi kapsamlı görmüyorsun. Yanlış seçim yapiyorsun. Bunu alakasız donelerle destekliyorsun, e matematik düz. 2+2=4 olunca da ben 7 istiyordum diyorsun :)
Hepsi bu.
5 Kasım 2025 Çarşamba
Self-Sabotage (Kendini Baltalamak)
Son dönemde hayat öyle şeyler gösterdi ki bana, bazı noktalarda emin gibiyim artık.
Çok şikayetçi insanlar görüyorum bir süredir ve bu yaklaşım beni çok yormaya başladı. Elbette hayatta zor şeyler olacak ve arada şikayet veya illallah dediğimiz yerler olacak ama daim surette bu yaklaşımın kişiyi baltaladığını düşünüyorum.
Hep iş kötü gidiyor olamaz, sen şahanesin ve hep yanlış kadınlar sana denk geliyor olamaz, hep kandırılıyor olamazsın.
Örnekler çoğalabilir, demek istediğim, hayat aslında sana hazır lokma olarak gelmiyor. Bir şeyler geliyor, sen onları kendinle yoğurup bir tepki veriyorsun ve bu tepkiler bir sonuç doğuruyor. Bu sonuçlar da hoşuna giden veya gitmeyen şekilde olabiliyor.
Hoşuna gitmeyen sonuçlardan şikayet eden kişilere baktığımda daimi gördüğüm, bu kişilerin tepkilerindeki anlamsızlık, yanlış ifadeler, şuursuzluk, kendi bakış açısının etkisiyle ters teptirecek şekilde ifadeler.
Misal, hep yanlış kadın geldiğini veya negatif bir bağlam ile tüm kadınların aynı olduğunu söyleyen kişinin; davranışlarına dikkat etmeyen, özensiz davranan, kalp kıran, sevgisini göstermeyen, sadece kendisini düşünen ama tam aksini olduğunu "zanneden" veya işine tam aksi gibi olduğunu düşünmek gelen bir adam olduğunu söylememe gerek var mı? Bu davranışların sana karşılığı elbette ortak bir şekilde aynı tepkiler olacaktır ve bunun Havva'dan itibaren hiçbir kadınla ilgisi yoktur :)
İş ortamında yöneticisinin garip davranışlarına maruz kalan kişinin, yöneticinin psikopat olmadığı senaryoda, aslında işlerde tutarsız davranan ve süreklilik konusunda güveni sarsan birisi olması aslında o yöneticiyi bu uyarılar silsilesine itebiliyor.
Muhakkak ki çok bağlam var, ama demek istediğim sorumluluk almak.
Sana hiçbir şey hazır lokma olarak gelmeyecek ve sen ne ekersen gerçekten onu biçeceksin. Ve hoşuna gitmeyen sonuçların muhakkak ki az veya çok yüzdede senle alakası var. Bu bakış açısına sahip olan, bu sorumluluğu alan işte tam olarak aşağıdaki ayeti doğrular nitelikte davranıyor demektir.
قَالَا رَبَّنَا ظَلَمْنَٓا اَنْفُسَنَا وَاِنْ لَمْ تَغْفِرْ لَنَا وَتَرْحَمْنَا لَنَكُونَنَّ مِنَ الْخَاسِر۪ينَ
(Âdem ile eşi) dediler ki: Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize